YERLİ QUETZAL (Göktürk Yaşar)

(Duygu Gündeş için…)

1/
Seni unutmayacağım.
Seni unutmayacağım

2/
“Ve artık ben bu iniltili insan derisi içindeki resmi görebiliyorum…”

Aralıktı
Tohumlar hâlâ donuk
Gece neşeliydi
Az bir kalabalık bizi merak edip gelmişti.

Hepimiz saçmalık saçan histeri anı
Seanslarıyla konuşuyor,
Gülüşlerle yerlerde yuvarlanıyor,
Oturuyor,
Masaya ve
Sandalyelere tünüyorduk.

Ağırlık merkezli ben.
(O’nun sözü ile)
Gecenin ağırlığını taşıyan ben…
Oturduğum yerde gözlerimle insanları oyuyordum.

Geceyi Karaköy’de geçirdik
Bir bar masasında sekiz gözle.

Karşılar ve insansız, arabasız trans modları
Haikular, uzun paket sigaralar ve ondan daha uzun sözlerle
En önemlisi büyük bir sarhoşluk etkisiyle
Hatırlıyorum o günü…


Hatırlıyorum. Evet, hatırlıyorum.
Son gördüğüm zamandı seni.
Şişmiş alnın ve
Çevirdiğin şiirlerle…
Önüne kitabını koydum ve imzalamanı istedim.
Yarı ayık bakışlarla bana baktın
Ve hafif gülümseyerek; “iyi ki geldin, iyi ki varsın” yazdın.

Evet, eminim.
On iki on iki on sekiz tarihinde
Karaköy’de bir bar masasında
Dört kişiydik
Üç bira ve bir kadeh rakı vardı masada.

Esrarengizden, gece karanlığından, ülkelerden, dillerden
Bahsetmiştik ve kırsaldan.
Son vapur kalkarken…

3/
Evet, hatırlıyorum. Tam tarih…
Sıfır bir sıfır iki on dokuz, saat gece yarısını geçiyordu.
Bir mesaj arkasından bir telefon konuşması…
Konuşma sırasında karşılıklı oturup çocuk gibi ağlayan iki adam.
Yokluk…
Şöyle tanımlamıştı iri adam ölümünü;
“Şiir gibi bir şey bu,
Yokluk… Anlarsın, sen de yaşadın.”
Susmak…
Elden gelen hiçbir şey yok!
Evet, artık biliyorum.
Yalnızız ve o iri adamdan başka bir haber yok!

4/
Daha
Yoğun
Olabilirdi
Belki.

Ama
Bu
Sondu!

Göktürk Yaşar


Bkz: Upas Buluşması’nın Etkinlik Defteri’nden…


Ayrıca bkz: Bir sayıklama ve…