SET (Emir Alisipahi)

kesik körlerde,
el-li sağırlarda
ağırlandım.
efsununu yitirmiş gövdemde,
dizgini çekiştirilen
bir at gibiydi kafam.
düşünmeye mahal yok.

mümkün kadar
kesin ve sefildi hislerim.
bir dirsek gibi,
vardım.
ve bir bakış kadar,
yoktum.
ve bir duruş kadar,
azdım.
ve bir çift göz kadar,
nedensizdim.
hamdım, yandım. piştim,
yalnızca denize,
şöyle bi göz gezdirdim.
ve- inandığım her şey,
yalnızlık gibi.
düşünmeye mahal yok.

(anlam-ara-yorum)
anlamıyorum.
de ki:
hiçbirimiz bir hiç,
birimiz hiç beni,
olamadıysa, kendimizin?

işte şimdi,
seni bir yere koymak,
bir yeri sana koymak
kadardı.
üzgünüm.
kargalar, beyazdır da.
düşünmeye mahal yok.

hareketsizdim,
olanaksız.
uyumsuz, bir olanaksız.
bir şuursuz, olanaksız.
kocaman bir,
boşluk.
ve sancı,
düpedüz ağırlık.

unutuş kadar mıdır utanış?
ölçelim de, hani?
sanki bi karıncayı öpseydim,
düzelir miydi?
diyorum.
ah diyorum, keşke.

olmak.
olmak ki, koparıldığımız yerden.
övünleri atlatırız,
öğünleri atlamadan,
yiyişmeli.
düşünmeye mahal yok.

“hanımabiler ve beyablalar.
eril ve dişil ağırlıksız,
tezahürler.
hacetten evvel içtik sütümüzü.
içtik ki, kim olduğumuz, bilinsin.”

(başlamak, kırılmak ve öz.)

başla!
başla kırıl,
kırıl özüne.
sessizlik!
bu titreşim, niye?

görmekte
görmemişlik,
olağandır.
yalnız-ca, gözle.
her geçen gün,
yanılt kendini,
kendinden.
öz ile.

çevir.
çevir ki dönsün,
dönüşüm.
görüşsüz göz ile
gözle.
kalb ile gözle.
yolun, altından
olana dek,
akıt
köşelerine,
özünü.
dağıl.

düşünmeyi kayır.
kayır ki ağzı yırtılsın geçmişin.
alıkoy geleceği,
ve çiğne sarkacın cesedini.

‘cehennet’ diyorum.
arafta, yoktur ötesi.

burada,
varışsız bir kuş
palazlanıyor göğsüne.
burada;
olacak olan.
düşünmeye mahal yok.

Emir ALİSİPAHİ
Mayıs, 2020