BU (Emrah Sönmezışık)

Bu

Gözlerime sürdüğüm deniz kör etmiş olmalıydı beni
Bıçağı kınından ayıran bir kalabalıktaydım
Gidenlerin kalanlardan kopardıkları cinsten bir şey değildi bu
Eleğe takılan sözcüklerden bıkmakla ilgisi yoktu
Yüzümdeki kıyı bir türlü dinmiyordu

İlk damla çoktan düşmüştü ateşe
Birbirini örtmez iki dünyaydı şimdi
Herkesin hüznü aynı soluktaydı

Uykularım da kekemeydi artık: Çünkü pencerede hep aynı ışık büyüyordu.
Büyüdükçe seni seviyorum demeyi bırakan çocukların payı olmalıydı bunda.
Zaten Bütün paylar, çocuklarındı.

Gözlerimden hemen önceydi
Yalnızlığın kutulara sığdığını bilmiyordum henüz
Annemin sesi pencereden sarkmaz olmuştu
Bahçeden taşan ağaçtı, yetişilmezdi soğuğuna ellerimin

Nihayetinde suda unutulmuş çekiçtim
Eşkâlime benzemiştim zamanla

Eşkâlime benzemiştim zamanla: İnsanı şüpheye düşüren bir dize.

  1. Kaçırılmış aklın aynası
  2. Öncenin hançeri

Kendimden şüphelendiğimde daha rahattım oysa
Kumlara uzanmış
En azından birkaç cesedin on ikiyi vurmasını beklediğim sahillerde
Kendimden şüphelendiğimde

İsimlerimize çektiğimiz çizginin bileklerimizden geçtiğini uyandıran bir şeyler bulmalıydım belki de. Apartman boşluklarından bilindik sesler de eklerdim. Hem trenler de bırakırdı istasyonları aramayı. Ceketimdeki mendil ceketimde kalırdı belki de.

Kulpu kırık akşamların telaşıydı her defasında
Çarşılar yerli yerindeydi, evler gurbetten de uzak

Ne kadar fazlaysa o kadar eksikti işte

Emrah SÖNMEZIŞIK
Mart 2022