KUVVEDEN FİİLE arayışları & ifâde yolsuzluğu (Tuğba Karaduman)

”psikoloji”den çıkmak.. her nasıl olabilecekse; ama bir şekilde ve mutlaka! bir türlü doğru ifâdesine kavuşamayan kavrayış’ın, her anlatımda kendine ve hakîkat’e sadakatsizliğinde tekrara düşmesi.. ve bunun insan ruhunda açtığı derin yarık.. anlamın fesada, inancın dumura uğraması.. ”anlatım”a ilişkin her kalkışma, hakîkati manipüle etmekten öteye gidemeyecekse, daha anlatıcının kendisini dahi ikna ve tatmin etmekten acizse şâyet..ve bütün ”aktarım” denemeleri ”geçmiş zaman”ı imlemeden söylemine ulaşamıyorsa eğer, anlatım’ın imkân(lılığ)ından nasıl söz edeceğiz?

geçmiş, ulaşımsız olandır. bu nüfuz edilemezlikte hafıza’nın unutkan tabiatı kadar, anımsayıcı ve anlatıcı kişinin onu ”o kimse” hâline getiren; fakat kendi içerisinde olduğu kadar özneler arası da farklılaşma ve sapma gösteren yapısal özellikler, ”temel belirleyen” kabul edilecek olursa;

an’ın kaydedilmezliği; fakat ancak ona karışıp onunla bütünleşilebilir karakteri, bize esrimeyi ve hemhâl’i buyurur..

”zaman” mefhumunu, yaşamı düzenleyici işlevi nedeniyle kullanılagelen ve şimdilik elzem görünen farazî anlamının dışında idrâk etmenin bir yolu olmalı..

bu idrak ediş de bize hakîkati eğip bükmeden nakletme imkânı sunamayacaktır belki; fakat her hâlükârda ”eylemek”, ”söz kurmak”tan daha makbul ve muteberdir-umuyorum… çünkü ”eylemek” sanki, tasavvurundan çıkıp yaşamın kendisine dönüşmektir biraz da.. hafızanın kaygan-kırılgan zemininden özgürleşip, eylem’in kendisini, söz’den ârî-dolaysız ifâdesinde kodlamasıdır…

(24.o4.2o18)
Tuğba Karaduman