Dua (Yevgeni Yevtuşenko)

Aşağılamalar ve korku,
Ruhların tanrısal ışığında sönen;
Yanıp gitmiş küller olmaya zorluyordu bizi.
Ve eğer ki unutursak gururu,
Yalnızca gri küller olur bizden geriye kalan,
Süslü arabaların tekerlerine yapışan.

Hapsedebiliriz bedeni bir kafese,
Uçup da kaçmasın diye,
Bulutlar kadar arşa,
Fakat ruh yükselir tanrıya sıyrılıp kafeslerden,
Nasılsa bulur yolunu,
Tüy gibi hafif ve ağırbaşlı.

Yaşam ve ölümdür asıl olan,
Yok yere ölümü yeren kimdir?
Yaşam nazik bir ölümdür.
Öğret bana, Yüce olan,
Sessizce gelirse ölüm,
Ona sessizce gülümsemeyi.

Yardım edin, ey Tanrım,
Ki tüm zorlukları aşalım.
Saklamayın yıldızları pencereye
Lütfedin, ey Tanrım
Bir ekmek parçasını,
Ufalayarak güvercinlere.

Vücut üşür ve acı çeker,
Yanar kazıklara bağlanınca için için,
Çürür gider karanlığın içinde.
Fakat ki ruh ayrılmaz bedenden bütünüyle,
Kalır ölümden sonra da,
Bizden çok daha büyük bir şey olarak.

Kırıntılardır bize kalan:
Kimimize kitaplar, iç çekişler kimimize,
Kimimize şarkılar, kimisi çocuklarla;
Fakat bu kırıntılarla bile,
Uzaklarda bir yerlerde,
Yaşıyoruz biz, hep ölerek.

Ne diyorsun ruhum tanrıya?
Ne ile gidip varıyorsun kapısına?
Cennete mi gidecekmişsin cehenneme mi?
Hepimiz günahkarız,
Fakat korkuyor yüzleşmekten o,
Kimin daha az günahkar olduğunun hesabıyla.

Yardım edin, ey Tanrım,
Ki tüm zorlukları aşalım.
Saklamayın yıldızları pencereye
Lütfedin, ey Tanrım
Bir ekmek parçasını,
Ufalayarak güvercinlere.

Yevgeni YEVTUŞENKO
“Молитва”, Rusça’dan Çeviren: Mehmet Kerem Baysal